Nisan 1995 sayısında Doç. Dr. Cemil özcan imzasıyla yayınlanan “Üniversite hastanelerinin yönetim yapısının incelenmesi ve yeni bir model önerisi” isimli makaleyi ilgi ile okudum. Bu makalede öne sürülen görüşlerin bir çoğu uygulanmakta olan mevzuat hükümlerine ve temel hukuki kavramlara aykırı hususlar içermektedir (1). Temel hukuki kavramları yeterince bilmeden veya anlamadan hukuki konularda görüş beyan etmek yanılgılara neden olabilmektedir.
Yazıda belirtilen görüşlerin eleştirisine geçmeden önce bazı hususları açıklamak yerinde olacaktır. Bunlar:
1- Türkiye Cumhuriyetinin Temel Kanunlarından olan Türk Medeni Kanununun Başlangıç Bölümünde 1. maddede “Kanun, lafzıyla ve ruhiyle temas ettiği meselelerde mer’idir...” ibaresi yer almaktadır (2). Burada kanunların lafzı ve ruhi ile bir bütün olduğu belirtilmiş maddenin devamında hakkında hüküm bulunmayan hallerde nasıl davranılacağı düzenlenmiştir, idare hukuku alanında bazı boşlukların bulunması halinde bu boşlukların doldurulmasında örnekseme (kıyas) veya hukukun genel ilkelerinden yararlanılır (3,4).
2- Ülkemizde diğer ülkelerde olduğu gibi hukuk normları arasında bir hiyerarşinin varlığı kabul edilmiştir. Normlar hiyerarşisinde Anayasa en başta yer alır; bunu yasalar, kanun hükmünde kararnameler, tüzükler, yönetmelikler, yüksek mahkemelerin içtihatları, yönerge ve bazı hallerde o konuda toplumda yerleşmiş bulunan teamüller takip eder. Ayrıca ülkemizde diğer ülkelerde olduğu gibi yasaların anayasaya aykırı olamayacağı hükmü ile bir altaki normun bir üstteki norma aykırı olamayacağı kuralı getirilmiştir (5).
3- Yönetim Hukukunda iki temel yönetim ilkesi vardır: Bunlardan biri Merkezden Yönetim İlkesi diğeri ise Yerinden Yönetim İlkesidir (1,3,4) . Tarihi gelişim olarak Merkezden Yönetim ilkesi, eski tarihli olup sosyolojik olarak mekanik dayanışma ile yakından ilişkilidir. Bu yönetim ilkesinin doğal sonucu olarak gelişen hiyerarşik denetim; bu yönetimlerde en önemli denetim şeklidir. Toplumlar geliştikçe işbölümü ve iş birliği esaslarına uygun olarak Organik dayanışma gelişmiştir. Bununla birlikte Yerinden Yönetim İlkesi çağdaş yönetimlerin vazgeçilmez ilkesi haline gelmiştir. Bu yönetim ilkesinin doğal uzantısı vesayet denetimidir. Bilimsel çalışmaların özgürlük içinde gelişebileçeği düşüncesiyle üniversiteler yerinden yönetim ilkesine uygun olarak örgütlenmiştir. Bir başka değişle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu çağdaş bir yönetim anlayışı olan Yerinden Yönetim İlkesini benimsemektedir (6). Bunun doğal sonucuda bu kanuna tabi kuruluşlarda vesayet denetiminin varlığıdır.
4- Kanunlar kendi arasında özel ve Genel Kanunlar olarak ikiye ayrılırlar. Bir konuda özel bir kanun varsa o taktirde o kanun hükümleri uygulanır. Bu husus, Roma Hukukundan bu yana geçerli olan genel bir hukuk kuralıdır (Lex spesialis kuralı) (1). özel kanunda hüküm yoksa o taktirde genel kanun uygulanır. Yasa koyucu özel yasaların çerçevesini özel olarak düzenlemeyi düşündüğü hususlar ile sınırlı tutmakta; özellikle genel kanunlarda düzenlenmemiş
|